Geleneksel Hıdırnebi Yayla Şenliği Kutlandı
18.08.2011
Adına türküler yakılan ve yüzyıllardır sürdürülen bir geleneğin en önemli mekânlarından biri olan Hıdırnebi Yaylası, 20 Temmuz'da geleneksel şenliklerden birine daha sahne oldu.
Yöresel takvimin “Orak Ayı” olarak bilinen ayının 7'nci gününe rastlayan 20 Temmuz günü Geleneksel Hıdırnebi Yayla Şenlikleri gerçekleştirildi.
“Hıdırnebi kayası
Ne bakayısın bağa
Orağın yedisinde
Ben geleceğım sağa.”
şeklindeki türkü ile Hıdırnebi Yaylası'na akın eden binlerce insan, gönüllerince bir gün geçirmenin fırsatını buldukları yaylada Akçaabat Bele-diyesi tarafından düzenlenen 21. Uluslararası Akçaabat Müzik ve Halkoyunları Festivali'nin de açılışını yaptılar.
Canan Kalaycı ile Bülent Mumcu'nun sunuculuğunu yaptığı şenlikler, saat 10.00'-da protokol mensuplarının şenlik alanında kurulan çadırdaki yerlerini almaları ile başladı.
Şenliklerin başlamasıyla birlikte yapılan açılış konuşmalarında Akçaabat Kayma-kamı Erol Özkan ve Akçaabat Belediye Başkanı Şefik Türkmen vatandaşlara seslendi.
Özkan ve Türkmen, Hıdırnebi'nin bölge için önemi-ne değinerek, vatandaşlara iyi eğlenceler diledi.
Konuşmaların ardından bu yıl Hıdırnebi’de bir “asla dönüş” yaşandı. Sadece davul, zurna ve kemençenin sesinin duyulduğu Hıdırnebi’de, geleneksel olarak köylerden çıkan heyetler birbiri ardına şenlik alanına girerek muhteşem coşkuyu doruğa taşıdılar.
Akçaabat genelinden olduğu kadar Trabzon ve komşu il ve ilçelerden de yüzlerce kişinin iştirak ettiği şenlikte kurulan geniş horon halkalarında uzun saatler boyunca boş bir yer görmenin mümkün olmadığı bir ortam-da vatandaşlar gönüllerince eğlenme imkânı buldular.
Şenliklerde yöresel sanatçılarımızdan Necmi Öksüz ve Bülent Cumur kemençeleriyle, Sinan Güneysu davuluyla, Ömer Gaydan da zurnasıyla yaşanan coşkuyu doruğa çıkardı.
Şenlikte onlarca köy ve belde de yaylada açtığı çadırlarda köy halkına ve vatandaşlara hizmet verdi.
Hıdırnebi Yaylası
Trabzon yaylaları içerisinde Hıdırnebi yaylası ilk yayla yerleşmesi olarak bilinir. Hıdırnebi yaylasında ilk yerleşme izlerine Hıdırnebi tepesinin güneyinde rastlan-maktadır. Bu özelliğinden dolayı Hıdırnebi civar yayla yerleşmelerinin ticarî, sosyal ve kültürel merkezi olmuş; insanların şehrin gürültüsünden, stresli ortamından kurtulduğu; ferah havası, dinlendirici tabiatı, huzur dolu atmosferiyle önemli bir cazibe merkezi haline gelmiştir.
Ortalama yükseltisi 1700 metre olan yaylanın kuzey ve kuzeybatısı dik kayalıklarla çevrilidir. Yayla ve çevresinin şekillenmesinde akarsular etkili olmuştur.
Yaylada yükselti çevreden merkeze doğru artarak Hıdır-nebi tepesi oluşmuş ve tepe kubbe görünümü kazanmıştır.
Yaylanın orta kısmına tekabül eden Hıdırnebi tepesi 1776 metre yükseltisi ile Hıdırnebi ve çevre yaylaların zirvesini teşkil eder.
Yaylanın yamacında adına “Hıdırnebi kayası” denilen 400 metre yüksekliğinde bü-yük bir kaya mevcuttur. Kayanın üzerinde Hz. Ali'nin atı Düldül'e ait bir nal izinin bulunduğuna inanılmakta.
Yaylanın en dikkat çekici özelliği kaynağını Hıdırnebi tepesi civarından alan akar-suların, kuzey ve batı kısımlarındaki kayalıklar boyunca oluşturduğu dar ve derin vadilerin vahşi manzarasıdır.
Hıdırnebi Yaylası treking ve hikking için çok elverişli par-kurlara sahip.
Hıdırnebi Yaylası'nda yüz-yıllardır yapılan şenliklerin önemli işlevi de uzun süredir görüşemeyen, dostların, akrabaların ve hemşehrilerin birbirlerini tekrar görmeleri-ne vesile olmasıdır.
Şenlikler, bayramlar gibi in-sanların bir araya geldiği, sosyal dayanışmanın ve kaynaşmanın zirveye çıktığı, halkın kendi kimliğini ve geleneklerini hatırladığı kül-türel oluşumlardır.
Şenliklerin bir diğer işlevi de farklı köylerden gençlerin bir-birlerini daha yakından görmeleri ve tanımaları için zemin oluşturmasıdır.
Şenliklerde yeni aşkların ortaya çıktığı; hatta şenlikler-den sonra kız isteme, sözlenme ve kız kaçırma olaylarının istatistiksel olarak arttığı yöre halkı tarafından ifade edilmekte.
